NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ أَبِي
شُعَيْبٍ الْحَرَّانِيُّ
حَدَّثَنَا
زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا
أَبُو
الزُّبَيْرِ
عَنْ جَابِرٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا
تُرْسِلُوا
فَوَاشِيَكُمْ
إِذَا
غَابَتْ
الشَّمْسُ
حَتَّى
تَذْهَبَ
فَحْمَةُ
الْعِشَاءِ
فَإِنَّ الشَّيَاطِينَ
تَعِيثُ
إِذَا
غَابَتْ الشَّمْسُ
حَتَّى
تَذْهَبَ
فَحْمَةُ
الْعِشَاءِ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
الْفَوَاشِي
مَا يَفْشُو
مِنْ كُلِّ
شَيْءٍ
Cabir (r.a.) den; demiştir
ki: “Resulullah (s.a.v.);
“Güneş batınca yatsının
koyu karanlığı çökünceye kadar hayvanlarınızı (dışarı) salmayın.Çünkü şeytanlar
güneş batınca, yatsının karanlığı gidinceye kadar (ortalıkta) fesat
çıkarırlar.”
Ebu Davud dedi ki:
“Fevaşi yeryüzüne dağılan her şey demektir.”
İzah:
Müslim, eşribe; Nesai,
mevakıt; Ahmed b. Hanbel, II, 12; III. 312, 362,386,395; VI, 11.
Fevaşi: Koyun, keçi,
sığır gibi dört tarafa dağılan hayvanlar ve çocuklar demektir.Faşiye
kelimesinin çoğuludur.
Fahme: Kömür demektir.
Akşamla yatsı arasının karanlığı kömüre
benzediği için Araplar bu vakte fahme ismini vermişlerdir.Yatsı ile sabah
arasında kalan vakte de “as’as” derler.
Bu hadis-i şerif akşam
ile yatsı arasında hayvanları ve çocukları dışarı salmanın doğru olmadığını
çünkü o saatlaede şeytanların fesat çıkarmak üzere ortalıkta kol gezdiklerini,
binaenaleyh şeytanların şerrinden emin olamnın
yolarını bilmeyen çocuklara ve hayvanlara musallat olabilceklerini ifade
etmektedir.İmamı Nevebi’nin açıkladığı gibi şeytanın kapalı bir kabı
açabilmesi, bağlı bir tulumu çözebilmesi, kilitli bir kapıyı açabilmesi bir
çocuğa veya başkasına musallat olabilmesi için ortamın müsaid ve aradığı
sebeplerin mevcut olması gerekir. Ancak o zaman buna muvaffak olabilir. Aksi
takdirde hiçbir yaratığa bir zarar veremez. Nitekim bir hadis-i şerifte
açıklandığı üzere "kul evine girerken besmele çekerse şeytan, -bize
bunların yanında gecelemek yoktur- der” ve oradan uzaklaşıp gider.[bk.
Davudoğlu A, Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, IX, 314.] Bab başlığından
anlaşıldığı üzere her ne kadar Musannif Ebû Dâvud bu hadisten akşam ile yatsı
arasında yolculuk yapmanın mekruh olduğu mânâsım çıkarmışsa da bu mânâ çok uzak
bir ihtimaldir.